Etiketler

dans (1) flamenko (1) konser (1) sinema (1) turist (1) turist turu (1)

18 Şubat 2011 Cuma

Barselona'ya ilk kez gelen turistlere öneri gezi planı (üşenmedim, yazdım!)

o kadar çok arkadaşın, eski arkadaşın, arkadaşın arkadaşının yolu düşüyor ki barselona'ya, her seferinde yılmadan öneri maili hazırlamaktansa bu matbu metni hazırlamak şart oldu.


işte benceğizin birkaç günlük turist turu plan önerisi, risksizdir, sağlıklıdır..

1. Gün: Barselona nedir, kimdir? İlk keşif.
Merkez noktamız Plaça Catalunya (işlevi Taksim Meydanı). Metro durağı kırmızı ya da yeşil hat Catalunya. Plaça Catalunya'dan, La Rambla'ya gir, keyfini çıkararak aşağı doğru devam.. soldaki çeşmenin rivayeti suyundan bir kere içenin Barselona'ya kesin bir kere daha dönmesi. Yine solda Mercat de la Boqueria'ya uğra, tropikal meyveli meyve tabakları önerilir, çikolatalar önerilmez, görüntüleri tatlarından çok daha iddialı.. Sonraki hedef Barri Gotico, La Rambla'dan aşağı inerken solda kalan sokaklardan birine girip içerilerde kaybolmak gerekiyor. Katedral meydanına ulaşmaya çalışıyoruz. Katedral ziyareti ertesi, yine sağdaki soldaki sokak müzisyenlerini dinleyerek Plaça del Rei ve nihayet Plaça Saint Jaume. Via Laietana'ya çıkıp, el Born bölgesine geçiş yapıyoruz. Santa Maria del Mar kilisesi de gezilecek, sonra sahile doğru dönüş yapıyoruz.
Passeig d'Isabel II'da karşıya geçtikten sonra Barceloneta metrosuna varmadan, la Xampaneria'da (Şampanyeria) hafif bir katalan öğle yemeği şiddetle önerilir: sandviçler ve ev yapımı cava. ucuz ve leziz! Sonra liman boyunca, Ronda del Litoral üzerinde Colon (Kolomb) heykeline kadar salınmaca. Colon'dan sonra tekrar la Rambla'ya giriş, Plaça Catalunya'ya kadar sağın solun tadını çıkararak yürüyüş. 


2. Gün: Gaudi turu, ve hippi Barselona
Yine Plaça Catalunya'dan Passeig de Gracia'ya çık. Mimari dokuyu inceleyerek Passeig de Gracia boyunca ilerle, ilk durak sol tarafta Casa Battlo, ikinci durak sağ tarafta La Pedrera/Casa Mila (içi eski ispanyol evleri gibi döşenmiş, çatısı ve bacaları görmeye değer).
La Pedrera'dan çıkınca,  Passeig de Gracia'nın sağından içeri gir, 20 dakika yürüme mesafesinde Sagrada Familia. İçi kesin görülmeli, altındaki Gaudi müzesi bu nevi şahsına baya münhasır mimarın düşünce biçimini anlamak için çok güzel.
Metroyla Parc Güell'e geç, burdaki müzede pek bişey yok, ama manzara ve genel ortam parka ulaşmak için çıkılan tüm o yokuşlara ve merdivenlere değer! Birazcık dinlenmece..
Park çıkışı, Carrer Gran de Gracia'dan aşağı doğru yürü. Fontana metrosunun civarı Gracia bölgesi. Soldan içeri girince işte Barselona'nın hippi yüzü, küçük leziz kafe barlar, designer shop'lar, atölyeler, ve dar sokak aralarından bri anda karşınıza çıkan geniş meydanlar.. Plaça del Sol ve Carrer de Verdi'den kesin geçilmeli, hatta oturulmalı, dinlenilmeli.

3. Gün: Biraz kültür, biraz sahil
Güne biraz erken başlamalı. Önce Montjuic bölgesi (Plaça Espanya metrosu) O büyük bina, MNAC müzesi, Katalan ve Avrupa ressamlarının klasik dönem ürünleri, olmazsa olmaz değil.. Poble Espanyol, İspanya'nın farklı dönem ve bölgelerinin mimari örnekleri. Leziz!
Sonraki kültürel hedef Picasso Müzesi (Jaume I metro durağı). 2-2,5 saat gerekiyor.
Çıkışta Carrer de Princessa üzerinden Parc de Ciutadella'ya doğru devam. Bu park, pazar günleri Barselona'nın en mutlu insanlarının buluşma mekanı; müzisyenler, tiyatrocular, akrobatlar, jonglörler, dans edenler var.. Mümkünse Pazar günü önerilir.  
Parktan sonra Villa Olimpica'ya yürünecek. Villa Olimpica'da sahile iniyoruz, lounge'larda kokteyl içilebilir, sonra sahil boyunca Barceloneta'ya kadar yürümece. Derdi tasayı unutmaca, huzurla dolmaca..

Diğer günler: Peki başka ne yapalım?
Barselona'nın abc'sini tamamlayıp daha da fazla vakti kalanlara çeşitli öneriler:
-Tibidabo: Şehrin en yüksek noktalarından biri, Avrupanın en eski lunaparklarından, inanılmaz bir manzara, kilise çok güzel ve İsa heykelinin en tepesine kadar çıkılabiliyor. Lunapark pahalı, ama gitmek istiyorsanız internetten açık olduğu saatlere ve günlere bakmak lazım, kilise her gün açık. Gidiş biraz çileli, önce Plaça Catalunya'dan FGC treniyle on dakikada Avinguda Tibidabo'ya gelinecek, sonra ya taksiye doğrudan tepeye çıkılacak (ki bu önerilir), ya da turistik heyecana kapılıp önce tarihi Mavi Tramvaya, sonra da dağ trenine binilecek. 
- Sitges: Trenle 45 dakika-1 saat mesafede küçük sahil kasabası, Eski Foça gibi.. Huzur, biraz daha huzur için..
-Figueres: Trenle 2-3 saat mesafede Dali'nin kasabası. Dali müze-evi görmeye kesin değer. Buradan sahil kasabası Cadaques'e geçilip, gece geçirilebilir.  

15 Şubat 2011 Salı

Carnet Jove



Katalanca bilmeseniz de isminden cikartmis olabilirsiniz, Carnet Jove genclerin yararlandigi bir tur kart/paso. 29 yas ve altinda olan herkes Barselona'da ikamet etsin ya da etmesin Carnet Jove alabiliyor. Peki alinca ne oluyor? Sitesinde yazdigina gore bir cok etkinlikte, konserde, tren ve ucak biletlerinde indirimden yararlaniyorsunuz. Bir suru yer sayilmis ama ilk bakista gozume carpan en yararlilari butun Spanair biletlerinde %25, belirli Barça maclarinda %50, muzelerin cogunda %20 civarindaki indirimler oldu. Carnet Jove almak icin bir La Caixa subesinde form doldurup 6.60 euro kart ucretiyle beraber formu teslim etmek gerekiyor. Kart 4 gun icinde ayni subeden teslim alinip kullanilmaya baslanabiliyor. Daha ayrintili bilgi icin www.carnetjove.cat sitesine bakabilirsiniz (Ingilizce versiyonu da var!).

13 Şubat 2011 Pazar

bir cuma gecesi eğlencesi: flamenco@JazzSi Club

sürekli gitmeyi planlayıp planlayıp beceremediğim, nihayet barselona'daki üçüncü yılımın yakın arkadaş ziyaretli bir cumasına nasip olmuş bir etkinlik bu. iyi barselonacılar kesin bilir, yeni barselonacılar da kesin öğrenir, Raval'in tepesinde JazzSi adlı bir bar/gösteri mekanı vardır. haftanın her günü başka bi tarz da bazen de dans destekli konser bulunur. işte JazzSi'nin cuma gecesi klasiği flamenco show. gelen gruplar değişiyor, her gelen bizim günkü kadar leziz midir bilemem ama, biz bir avuç türkiyeli flamenko cahili, her daim aktif üzerimize basılma tehlikesine rağmen bayıldık bayıldık! ah o küçücük kızcağızın yüreğinden kopup gelen acı haykırışlar, ah o uzun yağlı saçlı artist dansçı delikanlının gümbür gümbür dönüşleri sıçrayışları gerilmeleri!
uzun lafın kısacası, efenim kesin gidiniz deriz, gidin ama erken gidin, şöyle yarım saat önce gidin ki biranızı elinize alıp hallicesinden bi yer bulma fırsatı edinin. üst kattaki tuvalet, dar geçiş koridoru açısından üst kattaki seyirciye sıkıntı yaratıyor aklınızda tutun, yerinize oturmadan kesin içkinizi edinin ki sizden sonra gelen arkadaşınızı telefonla arayıp "gelirken bardan bira getir" demek durumunda kalmayın.
gerekli bilgiler için:
http://www.tallerdemusics.com/jazzsi-club/

Phenomena : the ultimate cinematic experience

adının eksiği var fazlası yok! 1800 kişilik dev sinema salonunda 80'lerin, 90'ların kült aksiyon filmleri maratonu!
tıklım tıklım dolu salon, dev pop corn kola menüleri ellerinde, çocukluklarından beri bilip defalarca izledikleri filmleri alkışlayarak, her daim yorum yaparak,  bas bas izleyen 1700 küsür kişi! 
anladığım kadarıyla, ayda bir tekrarlanan bir organizasyon bu. belirli perşembe akşamları Cine Urgel'de, saat sekizde başlıyor şölen. bizlerin muhtemelen parliament pazar gecesi sineması kuşağından bildiğimiz filmlerin ikisi üst üste, başta, arada yine eskilerden reklamlar, film fragmanları olmak üzere gösteriliyor. ben geçtiğimiz perşembe, Terminatör ve Scarface gösterimlerine gittim, ve diyebilirim ki artık bir Terminatör fanıyım!
işin özü, curcunanın bu deneyimi acayip keyifli hale getirmesi. aman kaçırmayın, sakın kaçırmayın bir sonraki "the ultimate cinematic experience"ı derim..
ha bu arada filmler orjinal dilinde, ispanyolca altyazılı.
http://www.phenomena-experience.com/